BİHTER İYİDİR
KLİNİK PSİKOLOG,MSc
&
Psikoterapist
Posts by admin
BENLİK SAYGISI VE ÖZGÜVEN
03/07/2015
720
Read more
ATILGANLIK
03/07/2015
633

ATILGANLIK / GİRİŞKEN OLAMAMA

Atılganlık; kişinin karşısındakini incitmeden ve onun haklarına saldırıda bulunmadan kendi isteklerini, ihtiyaçlarını ve duygularını ifade edebilme davranışını anlamına gelmektedir. Kaygı ya da özgüven eksiklikleri kişinin kendisini açıkça ortaya koymasına engel olabilir. Bu durumlarda agresif, pasif, pasif agresif ya da manipülatif davranışlar ortaya çıkabilir.

Bireyler içinde bulundukları ortamlara göre farklı düzeylerde atılan davranışlar ortaya koyabilirler. Aile ya da yakın arkadaş çemberi gibi kişinin kendiini daha güvende hissettiği alanlada kendisini daha rahat ifade edebildiği görüldüğü gibi tam aksi biçimde yakın olduklarına karşı kendi istek ihtiyaç ve duygularını ifade edemeyip mesafeli olduğu kişilere katrşı daha atılgan davranışlar sergileyen kişiler de mevcuttur.

Atılganlık becerileri kişinin kişisel, sosyal, mesleki, ailevi tüm ilişkilerini etkiler. Atılganlık becerilerinin geliştirirlmesi bireyin tüm alanlardaki iletişimini güçlendirerek hem özgüvenini hem de ilişki biçimlerini olumlu yönde etkileyecektir.

Read more
ÇİFT VE AİLE TERAPİSİ
03/06/2015
712

ÇİFT VE AİLE TERAPİSİ

Aile terapisinde temel olarak aile içinde etkili iletişimin ve işbirliğinin sağlanması ve çatışmalarla başa çıkmada uygun stratejilerin geliştirilmesi üzerinde çalışılır. Ailenin yaşam süreci içerisinde karşılaşması beklenen olağan değişim dönemlerinde stres artar. Çocuların doğumuyla aileye yeni üyelerin katılımı, çocukların okula başlaması, evden ayrılması gibi dönemler planlı olsalar dahi ailenin işleyişini belirgin biçimde etkileyecektir. Bu etki stresin artmasına yol açmakta ve ailenin yeni koşullara yeni baştan uyum yapması gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Beklendik stres faktörlerinin dışında ailenin yaşam süreci içerisinde beklenmedik kriz dönemleri de oluşabilir. Aldatma, kayıplar, travmalar, kazalar gibi yaşantılar da aile sistemini etkilemekte ve işlevselliğini bozabilmektedir. Aile terapisi ailenin bir bütün olarak işleyişini değerlendirerek işlevsel olmayan yapıların, iletişim biçimlerinin ortaya konduğu ve bunların yeniden yapılandırılmasına yönelik müdahalelerin yapıldığı bir çalışmadır.

Read more
ERGEN PSİKOTERAPİSİ
11/07/2014
1,952

ERGEN PSİKOTERAPİSİ

Ergenlik bireyin çocukluktan çıktığı ancak henüz yetişkin de olmadığı bir dönemdir. Bu dönemde kişi fiziksel, duygusal ve zihinsel alanlarda pek çok değilşiklik yaşar. Kendi bedenindeki, duygu ve düşüncelerindeki değişimlere uyum sağlamak ergenin temel meselesi haline gelir. Kimlik gelişimiyle ilgili önemli gelişmelerin sağlanacağı bu süreçte kişi kendini tanımaya, kim olduğunu bulmaya, anlamaya çalışırken çocukluktan beri ailesinden, toplumdan öğrendiklerini sorgulayarak kendi değerler sistemini de oluşturmaya çalışır. Bu uzun bir yolculuktur. Birey bu süreçte desteklenir, ihtiyaç duyduğunda ihtiyaç duyduğu kadar yönlendirilir, güvenli bir biçimde bireyselleşmesine ve ayrışmasına olanak sağlayacak ortam sağlanırsa olgunlaşma sürecini verimli bir şekilde tamamlayabilecektir.

Ergenlik sadece kişi için değil ailesi için de kritik bir dönemdir. Anne babaların da çocuklarına sınır koymak ve onu korumakla, bireyselleşmesini ve özerkliğini desteklemek arasında ince bir çizgide dengeyi korumaları gerektiğinden kaygılarının arttığı bir dönem olarak yaşanır. Ergenlik döneminde ebeveyn tutumları büyük önem taşır. Ergenlik döneminde kişinin tutum ve davranışlarında, aile bireyleriyle ve yaşıtlarıyla ilişkilerinde değişimler görülebilir. İçe kapanma, sosyal hayattan uzaklaşma, okul ve ders başarısı ile ilgili sorunlar, kendine zarar verme davranışı, öfke kontrolünde güçlük ve riskli davranışlar, alkol madde kullanımı gibi davranış değişiklikleri kişinin süreci yönetmekte zorlandığına ve psikolojik destek ihtiyacı içinde olduğuna işaret eder.

Ergenlerle yürütülen psikoterapi süreçlerinde öncelikle var olan tutum ve davranış değişikliklerinin ne kadarının döneme özgü ve beklendik değişimler olduğu, ne kadarının soruna işaret eden olgular olduğu ayrıştırılır. Değerlendirme sürecinde ergenle ve ailesiyle ayrı ayrı görüşmeler yapılır. Psikoterapi seanslarına da zaman zaman aile de dahil edilerek sürece katılımı ve katkısı sağlanır.

Read more
PSİKOLOJİK TESTLER
11/07/2014
2,570

PSİKOLOJİK TESTLER

Psikolojik test uygulamaları, bireylerin potansiyellerini, yeteneklerini, yeterlilik ve yetersizliklerini, becerilerini, performanslarını, tutumlarını, güdülerini, eğilimlerini, savunmalarını, kişilik özelliklerini ve sorun alanlarını saptamaya ve gelecekte ilgili davranışlarını yordamaya olanak sağlayan sistemli bir yaklaşım biçimidir.

Rorschach

Rorschach testi kişinin ruhsal işleyiş biçimini ortaya çıkarmak, kişilik dinamiklerine ve sorun alanlarına ilişkin değerlendirme yapmak amacıyla kullanılan projektif bir testtir. Genelleme ve kategorize etmekten ziyade bireyin eşsizliğini ve zenginliğini görmek amacına hizmet eder.

Bireylerin ruhsal yapılarını değerlendirip içinde bulundukları psikolojik durumu anlayabilmek için sadece bilinçteki materyaller yeterli olmamaktadır. Bilinçdışı süreçlerin, çatışmaların ve savunmaların kişinin bilinçli davranışları, duygulanımları ve düşünce yapıları üzerinde önemli etkileri mevcuttur. Bu nedenle bireylerin ruhsal yapılarını anlayabilme çabamızda bilinçdışı süreçlerin etkisinin de değerlendirilmesi önemli yer tutmaktadır. Kişinin kendi farkındalık alanı içinde olmayan çatışmaları, görünürde yaşadığı güçlüklerin temelini oluşturabileceğinden bu çatışmaların ve bunlara karşı geliştirilen savunmaların anlaşılması bireyin ruhsal işleyiş biçimini ve bireysel süreçlerini değerlendirilmede gözden kaçırılmaması gereken alanlardır.

Rorschach testi bir anlamda bilinçdışının derinliklerine bakabilmeyi sağlamaktadır. Kişinin içsel çatışmalarına ışık tutmakla kalmayıp kullandığı savunma düzeneklerini, savunmaların işlevsellik düzeylerini, bu bağlamda bireyin sorun alanlarını yani ortaya koyduğu semptomatolojiyi değerlendirme imkanı sunmaktadır.

Ergenlik döneminde kişinin ruhsal yapılanmasının ne yönde seyrettiği ile ilgili bilgi vermesi açısından ilerde ortaya çıkması muhtemel psikapatolojik tabloyu yordamayı mümkün kılmaktadır.

Rorschach testi, ruhsal işleyiş biçimi, çatışmalar ve savunmalarla ilgili ayrıntılı değerlendirmeyi sağladığından  psikoterapotik süreçte üzerinde çalışılması gereken alanların anlaşılması bakımından psikoterapi sürecini hızlandıran bir rol de üstlenebilmektedir.

Uygulama Süresi       : Yaklaşık 40 dakika.

MMPI (Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri)

MMPI, kişilik özelliklerini, kişinin tutumlarını, sorun alanlarını ve nevrotik – psikotik eğilimleri değerlendiren objektif bir kişilik testidir.

MMPI bireyin kişisel ve toplumsal uyumunu objektif olarak değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Testin geçerlik skalaları, kişinin test alma tutumlarını değerlendirmeyi amaçlar ve testin geçerlik derecesiyle ilgili bilgi sağlar. Test 3 geçerlik, 10 klinik skalada ölçüm yapmaktadır. Klinik skalalar; hipokondriazis, depresyon, histeri, psikopatik sapma, maskulinite-feminite, paranoya, psikasteni, şizofreni, hipomani ve sosyal içedönüklük alt-testleridir. Ancak her bir alt testin birbirinden ayrı etiyolojik ya da prognostik özelliği ölçmesi beklenmemektedir. Bu nedenle testin değerlendirilmesi, yorumlanması ve raporlanması aşamaları eğitimli ve deneyimli klinik psikologlarca yapılmasını zorunlu kılmaktadır.

Uygulama Süresi       : Yaklaşık 90 – 120 dakika.

WAIS III – Weschler Yetişkinler İçin Zeka Ölçeği

Zekayı çoklu faktör modeline göre değerlendiren 14 alt skaladan oluşan bir testtir. Kişinin entelektüel işlevlerinin güçlü ve zayıf yönlerini ayırt edebilmeyi sağlar.  Sözel ve performans alt kategorilerine ayrılmış olup sözel bölüm; kelime bilgisi, benzerlikler, aritmetik, sayı dizileri, bilgi dağarcığı, benzerlikler, ardışıklık, performans bölüm ise; resim tamamlama, basamaklar, küplerle desen, matrix, resim düzenleme, sembol arama ve parça birleştirme alt testlerinden oluşmaktadır.

Uygulama Süresi:      Yaklaşık 90-120 dakika.

Read more
NÖROPSİKOLOJİK TESTLER
11/07/2014
1,881

NÖROPSİKOLOJİK TESTLER

Bellek, dikkat, konsantrasyon, soyut düşünme, kavramsallaştırma, kategori ya da kurulumu değiştirebilme,  akıl yürütme gibi kognitif fonksiyonlarını değerlendirmek amacıyla ayırıcı tanıya yardımcı olarak ve tedavi sürecini değerlendirmekte kullanılan testlerdir.

Nöropsikolojik testler, beyin-davranış ilişkisi temelinde; davranışın değerlendirilmesine dolayısıyla da aslında söz konusu davranışın beyindeki nöral temellerinin değerlendirilmesine olanak sağlarlar.

Nöropsikolojik testler, nörolojik ve psikiyatrik semptomların ayırt edilmesinde, farklı nörolojik hastalıkların tanınmasında yardımcıdırlar. Bellek, dikkat gibi fonksiyonlar, depresyon gibi psikolojik güçlükler  karşısında etkilenebilmektedir. Bu fonksiyonlardaki işlev yitimlerinin kişinin psikolojik sürecinden mi kaynaklandığı yoksa nörolojik bir bozukluğun mu gelişmekte olduğunu ayırt edebilmek amacıyla nöropsikolojik testlerin kullanımı önem kazanmaktadır.

Ayırıcı tanıya yardımcı olması kadar bir diğer önemli husus da özellikle nöroloji alanında şlevsellikteki kaybın gidişatının izlenmesidir. Hastalık ilerliyor mu, ne hızda ilerliyor, tedavinin etkisi nedir gibi soruların net ve objektif yanıtlarının elde edilmesi nöropsikolojik ölçme ve değerlendirme ile mümkün olmaktadır.

Read more
BİREYSEL PSİKOTERAPİ
11/05/2014
1,166

BİREYSEL PSİKOTERAPİ

Psikoterapi; kişinin sıkıntı duyduğu ve baş etmekte güçlük çektiği meseleleri yeni bir bakışla kavrayıp değiştirmesinin bir yolu olduğu kadar kendini keşfetmesine ve gelişmesine de imkan veren içe doğru bir yolculuk sürecidir.

Farklı psikoterapi teknikleri farklı amaçlara yönelirler ve kullandıkları teknikler de farklılık gösterir. Psikoterapist kişinin getirmiş olduğu sorunun doğasına, kişinin özelliklerine ve beklentilerine uygun olan terapi yöntemini seçer. Kendisinin yetkin olmadığı bir yaklaşımın uygun olması durumunda ise bireyi o alanda çalışan bir psikoterapiste yönlendirmesi meslek etiği açısından önemlidir.

Psikoterapi sürecinin ne kadar devam edeceği bireyin kişilik özelliklerine, başvuru nedeni olan sorunun doğasına ve sorunun altında yatan nedenlere bağlı olarak değişeceğinden değerlendirme görüşmesi yapılmadan herhangi bir öngörüde bulunmak mümkün olmamaktadır.

Read more